„Съла”/ Sila /- С участието на Джансу Дере и Мехмет А. Алакурт - Тема 5

  • 142 827
  • 749
# 630

Виж целия пост
# 631

Виж целия пост
# 632
Здравейте, някой дали може да преведе/обобщи това интервю?

http://www.radikal.com.tr/hayat/hep_tahrik_edilmis_durtulmus_adamimdir-1158563
Haber: İPEK İZCİ - ipek.izci@radikal.com.tr / Arşivi

Son iki aydır sıklıkla gündemde. Yer aldığı ‘Fatih’ dizisinin setinde sinirlendiği bir set çalışanına kılıçla saldırdığı iddia edildi önce. Ardından dizinin yönetmeni Merve Girgin, “Şiddet uygulayan bir adamla kendimi ya da ekibimi çalıştırmam” diyerek işi bıraktı. Eric Morris tekniğiyle çalıştığı ve bu nedenle kendini set dışında da Fatih Sultan Mehmet gibi hissettiği bir diğer söylentiydi. Mehmet Akif Alakurt ise bu süreçte sadece “Birtakım talihsizlikler yaşandı. Ama o günler geride kaldı” demekle yetindi. İşin aslı nedir, öğrenelim dedik. Alakurt tatsız bir olay yaşandığını doğruluyor ancak kılıçla saldırmadığını söylüyor. Buluştuğumuzda, ‘Fatih’ projesinin kutsal bir tarafı olduğunu ve bu nedenle reytinge kurban gitmemesi gerektiğine inandığını söylemişti. Hatta artık kendi sesiyle oynayacaktı ve bundan oldukça mutluluk duyuyordu. Ancak söyleşiyi yayına hazırladığımız sırada dizinin yayından kalktığı haberi geldi. Bu konu, haliyle, söyleşimizde yok...

Şu anki haletiruhiyeniz?
Çok iyiyim, uzun zamandır olmadığım kadar mutluyum. Şu anda yaptığım işi çok seviyorum çünkü. Karakterimi de… Benim için manevi bir değeri var.

Dizinin çok eleştirilmesi ve hakkınızda çıkan haberler mutluluğunuzu törpülemiyor mu?
Buna müsaade etmediğim için, hayır. Şurada güneş vardır, senin için karanlıksa o güneşi göremezsin. Onun gibi bir şey, hayata nasıl baktığınla alakalı.

Söz konusu haberlere yorumunuz?
Benden hazzedenler var, hazzetmeyenler var. Gazetelerde çok çirkin üsluplarla yazılmış haberler gördüm. Bunların da o benden hazzetmeyen insanlar tarafından yazıldığını düşünüyorum.

Sizden hazzetmeyenler aleyhinize haber mi yaptırıyor yani?
Birçoğu öyle. TV programlarında da hakkımda konuşan birkaç kişi gördüm; “Ya” diyorum, “Bu insan beni tanımıyor, etmiyor. Nasıl böyle konuşabiliyor?” Sonuçta hepimiz insanız. İnsanlar bazen bazı şeylere farklı tepkiler verebiliyor.

Anlatır mısınız, ne yaşandı?
Yok, onu anlatmak istemiyorum, lüzum yok. Bu benimle başlamış, benimle bitecek bir olay.

Kılıçla bir set görevlisine saldırdığınıza dair haberler var.
İşte öyle bir şey yok, öyle bir olay yok! Savunma yapma gibi bir derdim yok çünkü olmayan bir olayı söyleyemem.

Ben şu an yanınızda güvende miyim?
Tabii ki, hiçbir zaman sorun olmaz (Gülüyor).

Peki, “Birtakım talihsizlikler yaşandı. Ama o günler geride kaldı” demişsiniz Med Yapım gecesinde. Nedir o?
Talihsizlikler yaşandı, evet. Bir tartışmamız oldu oyuncu arkadaşlardan biriyle. Ortada yoğun yapılmış bir saygısızlık, terbiyesizlik var; bunun üzerine verilmiş bir tepki var. Beni agresif, kavgacı gibi lanse etmeye çalışanlar var, onların istediği yere oturmam. Bunlardan uzak durmak adına da “Onu söyle, bunu söyle” gibi bir derdim olamaz. Kendimle, davranışlarımla ilgili şüphem yok. Mesela bu olay olduktan sonra, karşımdaki çocuk benden özür diliyor, “Hata bende abi” diyor. Olayı başka yerlere çekip kişisel niyetlerini gazeteye yansıtıyorlar.

Bunlar set içinden insanlar mı?
Set içinden de birkaç kişi oldu ama onlardan bahsetmeye gerek yok; setimizi temsil ettiklerine inanmıyorum. 20 kişiden üçü yapıyorsa genele mal edemezsiniz.

Eric Morris tekniği uyguladığınız ve bu nedenle set dışında da Fatih gibi davrandığınız yazıldı. Bu tekniği mi uyguluyorsunuz?
Öyle bir şey yok, rolden etkilenme falan da söz konusu değil.

Anlatsanız bir…
Bir olay yaşandı. Tasvip etmediğim bir olay. Olmamasını arzu ederdim ama oldu. Şunu da söyleyeyim: Sizin bildiğiniz sadece bir olay, bu olayı buraya taşıyan 2.5 aylık bir süreç var.

Kim başlattı bu süreci?
Boşver onu. Bu süreç içinde davranmam gereken her türlü davranışı sergiledim, emin ol. Kibar da oldum, akıllıca da davrandım, pasif de kaldım. Her türlüsünü davrandım.

Gençlere kötü örnek olduğunuz iddialarına yanıtınız?
Örnek alıyorlarsa alsınlar yine ve kendilerine asla terbiyesizlik, saygısızlık yaptırmasınlar. Böylece daha sağlıklı ilişkiler çıkar ortaya. Başka sözüm yok.

İki yıl önce bir araya geldiğimizde tuğralı bir yüzüğünüz vardı ve hiç çıkarmadığınızı söylemiştiniz. Şimdi eliniz boş, hem de tam Fatih’i oynuyorken…
10 yıldır Osmanlı yüzükleri biriktiriyorum ama şimdi bunları taksam, hemen diziye bağlayacaklar. Bir gazeteci görecek, yazacak gene şişire şişire. Arabamın plakası FT, “Fatih’e özel plaka!” diye haber yaptılar ki ben fark etmemiştim bile. Ne gerek var?

Anladım. Fatih en sevdiğiniz lidermiş, öyle mi?
Evet.

Neden?
Çağ açmış, daha ne yapsın? Bugün İstanbul Türkler’in elinde olmasaydı Avrupa’nın Türklere bakış açısı da Ortadoğu ’daki ülkelere bakışındaki gibi olacaktı bence. Bizi Avrupalılaştıran ve o kimliğimizi insanlara daha iyi ifade etmemizi sağlayan İstanbul’dur. Bunu yapan da Fatih’tir ve bence bu çok büyük bir hazine.

Kardeş katlini vacip kılması meselesi var ama…
Yıllardır doğu sınırlarımızda yaşanan sorunlar var, sebebi bölücülük. “Biz” diyorlar, “burayı istiyoruz kardeşim!” 35 bin asker öldü, bundan rahatsızım herkes gibi. Bir de bunları yakinen yaşayanlar var ailesinde ama ben empati kurmayı bilen bir insanım, illa bir yakınımın ölmesine gerek yok. Şimdi o zamanlar, üç kardeşsin ve baban ölüyor. Üç kardeş de diyor ki “Ben padişahım.” O orayı, bu burayı parselliyor. O zaman da büyük bir imparatorluk parçalanıyor. Fatih bu öngörüye sahip olduğu için Osmanlı’nın parçalanmaması adına -ki ben bu kararı üzülerek aldığına inanıyorum- kendi insanları için verdi bu kararı. Ülke bölünmesin, parçalanmasın diye... “Kendi insanlarımdan bin kişi öleceğine, çocuklarımdan iki kişi ölsün, daha iyi” demiş ve bence burada inanılmaz bir vatanseverlik var. Bir sürü şehzade Osmanlı padişahlarına karşı kullanılmış zaten, bunun örnekleri var.

O dönem yaşamak ister miydiniz?
İsterdim, daha doğal zamanlar olduğunu düşüyorum çünkü. Ama bundan 30-40 yıl önce de yaşamak isterdim.

Nedir değişen?
Daha dejenere, umursamaz ve bencil bir toplum olduk. Hiç kimse yerini kabul etmiyor, herkes yerinden memnuniyetsiz.

Nerede büyüdünüz?
Kadırga, Sultanahmet’te. Topkapı Sarayı’na gidip oyun oynuyorduk.

Fatih’in kılıcına bakarak büyümüşsünüz.
Evet, o kılıç erkek çocuk olarak ilginç geliyordu bana, çok sıradan bir şey aslında.

Çocukken de böyle ağır bir duruşunuz var mıydı?
Ben yaramaz bir çocuktum, hâlâ daha vardır yaramazlığım. Gerektiği zaman kavga ederdim. Hep tahrik edilmiş ve dürtülmüş adamımdır.

Bugün ne var yaramazlığınız?
Arada yapıyorum, seviyorum da o tarafımı. Sen şimdi “Mesela?” diye soracaksın, sorma (Gülüyor).

Hürriyet’teki röportajınızda “Günümüzde çokeşlilik güzel olur muydu?” sorusuna “Olmaz mı? Bunlar herkesin isteyip söyleyemediği şeyler” demişsiniz. Ciddi miydiniz?
Espriydi o, onu o şekilde yazmışlar. Bari sonuna gülücük koysalarmış, onu da yapmamışlar.

Çokeşliliğe inanmıyorsunuz yani?
Hayır canım, olur mu öyle şey!

O zamanki düzenle bu zamanki düzen arasında nasıl farklar görüyorsunuz peki?
O zamanın da çok eksikleri var, insan hakları diye bir şey yok mesela. Ama kendi içinde adalet sistemi çok fazla. Buna başka türlü de bakılabilir: Adam herkese ‘Kulum’ diyormuş, biz burada birey olduk diyebilirsin. Mesela Osmanlı’da ayakkabı tamircileri... O zaman çok para olmadığı için insanlar ayakkabılarını yamalatırmış. Ayakkabın yamandı, iki hafta kullandın, yağmura, suya girdin, tekrar patladı. Alırlarmış o ayakkabıyı, tamir edenin tentesinin üstüne atarlarmış ve o adam onu kaldıramazmış oradan. İstedikleri şunu duyurmak: “Herkes bilsin ki bu adam iyi bir usta değil.” O yüzden insanlar iyi ustaları anlamak için tentelerin üstüne bakarmış. Ne kadar belirleyici, kimlikli bir hareket. Şimdi kim sahtekâr, kim değil belli değil. Boğaza yemek yiyeceğiz diye geliyorsun, adam sana lanet bir balık getiriyor ama 500 lira da hesap alıyor.

Ülkenizle ilgili en büyük meseleniz nedir?
Ben isterim ki insanlar birbirini gördüğünde, göz göze geldiğinde kötü kötü, şüpheci bakmasın birbirine; güzel baksın.

Bir hayaliniz?
En büyük hayalim bir dağın tepesinde yaşamak. Bir tarafı denizi, bir tarafı ormanı gören çok bakir bir noktada...

İnsansızlığa mı ihtiyacınız var?
Yo, doğanın içinde yaşamayı çok seviyorum. Yeşillik arasında, rüzgâr ve kuş sesiyle kendimi daha insan hissediyorum.

Yalnız orman kalmadı gidecek, kese kese bitirdiler hepsini…
Aynen öyle. Kendimiz dikeceğiz artık.

ODTÜ’ye ne diyorsunuz?
Üzücü. Yol da lazım tabii ama bunun daha üsluplu yapılmasını arzu ederdim. Polisler, bağırtı çağırtı, gaz bombaları hiç yakışmıyor. “Ben yaptım, oldu” durumları hoş değil. Hepimizin farklı düşünceleri olabilir ama birbirimizin düşüncesine baskı uygulamaktansa karşılıklı olarak orta yolu bulmak için mücadele vermek lazım.

Gezi’ye gittiniz mi?
Başladığı noktada kalsaydı giderdim. Polis arabası, belediye otobüsünü yakanın yanında da durmam, çadır yakanın yanında da... O zaman niye gideyim, iş olsun diye mi?
Виж целия пост
# 633
Здравейте, някой дали може да преведе/обобщи това интервю?

http://www.radikal.com.tr/hayat/hep_tahrik_edilmis_durtulmus_adamimdir-1158563
Haber: İPEK İZCİ - ipek.izci@radikal.com.tr / Arşivi

Скрит текст:
Son iki aydır sıklıkla gündemde. Yer aldığı ‘Fatih’ dizisinin setinde sinirlendiği bir set çalışanına kılıçla saldırdığı iddia edildi önce. Ardından dizinin yönetmeni Merve Girgin, “Şiddet uygulayan bir adamla kendimi ya da ekibimi çalıştırmam” diyerek işi bıraktı. Eric Morris tekniğiyle çalıştığı ve bu nedenle kendini set dışında da Fatih Sultan Mehmet gibi hissettiği bir diğer söylentiydi. Mehmet Akif Alakurt ise bu süreçte sadece “Birtakım talihsizlikler yaşandı. Ama o günler geride kaldı” demekle yetindi. İşin aslı nedir, öğrenelim dedik. Alakurt tatsız bir olay yaşandığını doğruluyor ancak kılıçla saldırmadığını söylüyor. Buluştuğumuzda, ‘Fatih’ projesinin kutsal bir tarafı olduğunu ve bu nedenle reytinge kurban gitmemesi gerektiğine inandığını söylemişti. Hatta artık kendi sesiyle oynayacaktı ve bundan oldukça mutluluk duyuyordu. Ancak söyleşiyi yayına hazırladığımız sırada dizinin yayından kalktığı haberi geldi. Bu konu, haliyle, söyleşimizde yok...

Şu anki haletiruhiyeniz?
Çok iyiyim, uzun zamandır olmadığım kadar mutluyum. Şu anda yaptığım işi çok seviyorum çünkü. Karakterimi de… Benim için manevi bir değeri var.

Dizinin çok eleştirilmesi ve hakkınızda çıkan haberler mutluluğunuzu törpülemiyor mu?
Buna müsaade etmediğim için, hayır. Şurada güneş vardır, senin için karanlıksa o güneşi göremezsin. Onun gibi bir şey, hayata nasıl baktığınla alakalı.

Söz konusu haberlere yorumunuz?
Benden hazzedenler var, hazzetmeyenler var. Gazetelerde çok çirkin üsluplarla yazılmış haberler gördüm. Bunların da o benden hazzetmeyen insanlar tarafından yazıldığını düşünüyorum.

Sizden hazzetmeyenler aleyhinize haber mi yaptırıyor yani?
Birçoğu öyle. TV programlarında da hakkımda konuşan birkaç kişi gördüm; “Ya” diyorum, “Bu insan beni tanımıyor, etmiyor. Nasıl böyle konuşabiliyor?” Sonuçta hepimiz insanız. İnsanlar bazen bazı şeylere farklı tepkiler verebiliyor.

Anlatır mısınız, ne yaşandı?
Yok, onu anlatmak istemiyorum, lüzum yok. Bu benimle başlamış, benimle bitecek bir olay.

Kılıçla bir set görevlisine saldırdığınıza dair haberler var.
İşte öyle bir şey yok, öyle bir olay yok! Savunma yapma gibi bir derdim yok çünkü olmayan bir olayı söyleyemem.

Ben şu an yanınızda güvende miyim?
Tabii ki, hiçbir zaman sorun olmaz (Gülüyor).

Peki, “Birtakım talihsizlikler yaşandı. Ama o günler geride kaldı” demişsiniz Med Yapım gecesinde. Nedir o?
Talihsizlikler yaşandı, evet. Bir tartışmamız oldu oyuncu arkadaşlardan biriyle. Ortada yoğun yapılmış bir saygısızlık, terbiyesizlik var; bunun üzerine verilmiş bir tepki var. Beni agresif, kavgacı gibi lanse etmeye çalışanlar var, onların istediği yere oturmam. Bunlardan uzak durmak adına da “Onu söyle, bunu söyle” gibi bir derdim olamaz. Kendimle, davranışlarımla ilgili şüphem yok. Mesela bu olay olduktan sonra, karşımdaki çocuk benden özür diliyor, “Hata bende abi” diyor. Olayı başka yerlere çekip kişisel niyetlerini gazeteye yansıtıyorlar.

Bunlar set içinden insanlar mı?
Set içinden de birkaç kişi oldu ama onlardan bahsetmeye gerek yok; setimizi temsil ettiklerine inanmıyorum. 20 kişiden üçü yapıyorsa genele mal edemezsiniz.

Eric Morris tekniği uyguladığınız ve bu nedenle set dışında da Fatih gibi davrandığınız yazıldı. Bu tekniği mi uyguluyorsunuz?
Öyle bir şey yok, rolden etkilenme falan da söz konusu değil.

Anlatsanız bir…
Bir olay yaşandı. Tasvip etmediğim bir olay. Olmamasını arzu ederdim ama oldu. Şunu da söyleyeyim: Sizin bildiğiniz sadece bir olay, bu olayı buraya taşıyan 2.5 aylık bir süreç var.

Kim başlattı bu süreci?
Boşver onu. Bu süreç içinde davranmam gereken her türlü davranışı sergiledim, emin ol. Kibar da oldum, akıllıca da davrandım, pasif de kaldım. Her türlüsünü davrandım.

Gençlere kötü örnek olduğunuz iddialarına yanıtınız?
Örnek alıyorlarsa alsınlar yine ve kendilerine asla terbiyesizlik, saygısızlık yaptırmasınlar. Böylece daha sağlıklı ilişkiler çıkar ortaya. Başka sözüm yok.

İki yıl önce bir araya geldiğimizde tuğralı bir yüzüğünüz vardı ve hiç çıkarmadığınızı söylemiştiniz. Şimdi eliniz boş, hem de tam Fatih’i oynuyorken…
10 yıldır Osmanlı yüzükleri biriktiriyorum ama şimdi bunları taksam, hemen diziye bağlayacaklar. Bir gazeteci görecek, yazacak gene şişire şişire. Arabamın plakası FT, “Fatih’e özel plaka!” diye haber yaptılar ki ben fark etmemiştim bile. Ne gerek var?

Anladım. Fatih en sevdiğiniz lidermiş, öyle mi?
Evet.

Neden?
Çağ açmış, daha ne yapsın? Bugün İstanbul Türkler’in elinde olmasaydı Avrupa’nın Türklere bakış açısı da Ortadoğu ’daki ülkelere bakışındaki gibi olacaktı bence. Bizi Avrupalılaştıran ve o kimliğimizi insanlara daha iyi ifade etmemizi sağlayan İstanbul’dur. Bunu yapan da Fatih’tir ve bence bu çok büyük bir hazine.

Kardeş katlini vacip kılması meselesi var ama…
Yıllardır doğu sınırlarımızda yaşanan sorunlar var, sebebi bölücülük. “Biz” diyorlar, “burayı istiyoruz kardeşim!” 35 bin asker öldü, bundan rahatsızım herkes gibi. Bir de bunları yakinen yaşayanlar var ailesinde ama ben empati kurmayı bilen bir insanım, illa bir yakınımın ölmesine gerek yok. Şimdi o zamanlar, üç kardeşsin ve baban ölüyor. Üç kardeş de diyor ki “Ben padişahım.” O orayı, bu burayı parselliyor. O zaman da büyük bir imparatorluk parçalanıyor. Fatih bu öngörüye sahip olduğu için Osmanlı’nın parçalanmaması adına -ki ben bu kararı üzülerek aldığına inanıyorum- kendi insanları için verdi bu kararı. Ülke bölünmesin, parçalanmasın diye... “Kendi insanlarımdan bin kişi öleceğine, çocuklarımdan iki kişi ölsün, daha iyi” demiş ve bence burada inanılmaz bir vatanseverlik var. Bir sürü şehzade Osmanlı padişahlarına karşı kullanılmış zaten, bunun örnekleri var.

O dönem yaşamak ister miydiniz?
İsterdim, daha doğal zamanlar olduğunu düşüyorum çünkü. Ama bundan 30-40 yıl önce de yaşamak isterdim.

Nedir değişen?
Daha dejenere, umursamaz ve bencil bir toplum olduk. Hiç kimse yerini kabul etmiyor, herkes yerinden memnuniyetsiz.

Nerede büyüdünüz?
Kadırga, Sultanahmet’te. Topkapı Sarayı’na gidip oyun oynuyorduk.

Fatih’in kılıcına bakarak büyümüşsünüz.
Evet, o kılıç erkek çocuk olarak ilginç geliyordu bana, çok sıradan bir şey aslında.

Çocukken de böyle ağır bir duruşunuz var mıydı?
Ben yaramaz bir çocuktum, hâlâ daha vardır yaramazlığım. Gerektiği zaman kavga ederdim. Hep tahrik edilmiş ve dürtülmüş adamımdır.

Bugün ne var yaramazlığınız?
Arada yapıyorum, seviyorum da o tarafımı. Sen şimdi “Mesela?” diye soracaksın, sorma (Gülüyor).

Hürriyet’teki röportajınızda “Günümüzde çokeşlilik güzel olur muydu?” sorusuna “Olmaz mı? Bunlar herkesin isteyip söyleyemediği şeyler” demişsiniz. Ciddi miydiniz?
Espriydi o, onu o şekilde yazmışlar. Bari sonuna gülücük koysalarmış, onu da yapmamışlar.

Çokeşliliğe inanmıyorsunuz yani?
Hayır canım, olur mu öyle şey!

O zamanki düzenle bu zamanki düzen arasında nasıl farklar görüyorsunuz peki?
O zamanın da çok eksikleri var, insan hakları diye bir şey yok mesela. Ama kendi içinde adalet sistemi çok fazla. Buna başka türlü de bakılabilir: Adam herkese ‘Kulum’ diyormuş, biz burada birey olduk diyebilirsin. Mesela Osmanlı’da ayakkabı tamircileri... O zaman çok para olmadığı için insanlar ayakkabılarını yamalatırmış. Ayakkabın yamandı, iki hafta kullandın, yağmura, suya girdin, tekrar patladı. Alırlarmış o ayakkabıyı, tamir edenin tentesinin üstüne atarlarmış ve o adam onu kaldıramazmış oradan. İstedikleri şunu duyurmak: “Herkes bilsin ki bu adam iyi bir usta değil.” O yüzden insanlar iyi ustaları anlamak için tentelerin üstüne bakarmış. Ne kadar belirleyici, kimlikli bir hareket. Şimdi kim sahtekâr, kim değil belli değil. Boğaza yemek yiyeceğiz diye geliyorsun, adam sana lanet bir balık getiriyor ama 500 lira da hesap alıyor.

Ülkenizle ilgili en büyük meseleniz nedir?
Ben isterim ki insanlar birbirini gördüğünde, göz göze geldiğinde kötü kötü, şüpheci bakmasın birbirine; güzel baksın.

Bir hayaliniz?
En büyük hayalim bir dağın tepesinde yaşamak. Bir tarafı denizi, bir tarafı ormanı gören çok bakir bir noktada...

İnsansızlığa mı ihtiyacınız var?
Yo, doğanın içinde yaşamayı çok seviyorum. Yeşillik arasında, rüzgâr ve kuş sesiyle kendimi daha insan hissediyorum.

Yalnız orman kalmadı gidecek, kese kese bitirdiler hepsini…
Aynen öyle. Kendimiz dikeceğiz artık.

ODTÜ’ye ne diyorsunuz?
Üzücü. Yol da lazım tabii ama bunun daha üsluplu yapılmasını arzu ederdim. Polisler, bağırtı çağırtı, gaz bombaları hiç yakışmıyor. “Ben yaptım, oldu” durumları hoş değil. Hepimizin farklı düşünceleri olabilir ama birbirimizin düşüncesine baskı uygulamaktansa karşılıklı olarak orta yolu bulmak için mücadele vermek lazım.

Gezi’ye gittiniz mi?
Başladığı noktada kalsaydı giderdim. Polis arabası, belediye otobüsünü yakanın yanında da durmam, çadır yakanın yanında da... O zaman niye gideyim, iş olsun diye mi?

На малко по разбираем език поне за мен.

Последние два месяца он постоянно в прессе. Говорили, что он кидался с мечом на съемочную группу сериала Фатих. Затем режиссер Мерве Гиргин бросила работу сказав, что не может работать с человеком, который так агрессивен. Были слухи, что он пользуется техникой Эрика Морриса и поэтому за съемками чувствует себя как Фатих Султан Мехмет. Но сам МАА ограничился фразами :

«Было много неприятностей, но эти дни остались в прошлом».
Мы решили узнать, в чем же дело. МАА сказал, что действительно была неприятная ситуация, но с мечом он ни на кого ни кидался. При нашей встрече он сказал, что у сериала Фатих есть духовная сторона и он не должен пасть жертвой рейтинга. И даже радовался, что наконец он будет говорить своим голосом. Но когда мы готовили этот материал пришла весть о том, что сериал закрывают. У нас нет слов по этому поводу…

- Ваше сегодняшнее состояние?


-Чувствую себя хорошо. И счастлив, как не был счастлив очень давно. Потому что люблю свою сегодняшнюю работу и свой персонаж тоже. Для меня он очень ценен.

- А ваше счастье не портят слухи о вас и жесткая критика сериала?


-Нет, потому что я не позволяю. Здесь есть солнце, и если внутри тебя темно, ты не увидишь этого солнца. Это связано с тем как ты смотришь на мир.

- Что вы можете сказать о всех этих новостях?


-Есть те кому я нравлюсь и те кому не нравлюсь. Я видел некрасивые репортажи в прессе. Я думаю, что их пишут те, кому я не нравлюсь.

- То есть те кто вас не любит, пишут против вас?


-Многие. Я видел несколько человек в телевизионных программах. Как они могут говорит обо мне, если не знают меня? Все мы люди. А люди по-разному реагируют на некоторые вещи.

- Вы расскажете, что произошло?


-Нет. Я не хочу об этом говорить. Нет смысла. Это началось на мне и закончится тоже на мне.

- Есть слухи, что вы бросились с мечом на человека из съемочной группы.?


-Нет ничего такого. Не было. Я не могу говорить о том, чего не было.

- То есть я в безопасности ?

-Конечно. Никогда таких проблем не было. (смеется)

- Ну, хорошо, вы сказали ,что были неприятности, но эти дни теперь в прошлом. О чем это?


-Да, были неприятности. У нас с одним из актеров был спор. Причиной было некультурность и неуважение. Поэтому была соответствующая реакция. Меня хотели выставить агрессивным драчуном, но я не пошел у них на поводу. Я не собираюсь никого слушать. Я уверен в себе и своих поступках. После этого инцидента парень извинялся и признал свою вину. Они неправильно преподносят новости в газетах.

- Это люди со съемочной площадки?

-Было пару человек со съемок, но о них можно не упоминать. Они же не все. Не стоит о них говорить.

-Говорили, что вы работаете по технике Эрика Морриса и поэтому даже за съемками ведете себя как Фатих. Вы применяете эту технику?

-Нет ничего такого. Роль не сильно на меня воздействует.

-Расскажите…


-Был такой случай. Я его не одобряю. Не хотел такого, но это произошло. Вы знаете, что этот случай произошел, но был еще процесс, который довел до этого.

- А кто начал это процесс?


-Это не важно. Будь уверен, что я вел себя так было нужно. Я был и вежливым и умным, иногда игнорировал. Вел себя по- разному.

- Ваш ответ тем, кто говорит, что вы подаете плохой пример молодежи.


-Если хотят брать пример, пусть берут. Только пусть не позволяют неуважения к себе. Таким образом, будут более здоровые отношения. Больше нечего сказать.

-Два года назад мы встречались. Тогда у вас было кольцо с тугрой, и вы сказали, что не снимаете его. А сейчас когда вы играете Фатиха, ваши пальцы пусты.?

-Я уже 10 лет собираю османские кольца, но если буду одевать их сейчас, то это свяжут с сериалом. Какой-нибудь журналист опять раздует и напишет об этом в газете. У меня номер машины ФТ, и они написали новость, что я заказал его к сериалу Фатих. Зачем это нужно?

- Я понял. Фатих, оказывается, ваш любимый лидер, так ли это?


-Да.

- Почему?

-Он превзошел свое время. Что еще нужно? Не будь сейчас Стамбул у турков, Европа бы смотрела на Турцию, так как смотрит на страны Ближнего Востока. Стамбул делает нас европейцами и помогает больше раскрыть нашу сущность. И это сделал Фатих. По-моему это большой вклад.

- Но есть дело о обязательном братоубийстве…


-Многие годы у нас проблемы на восточных границах. Это связанно с разделением. Они говорят «мы хотим эту территорию». Погибло 35 тысяч солдат. Меня это,, как и всех беспокоит. Есть люди, семьи которых это все переживают. Но я человек сострадательный и мне не обязательно терять близких, чтобы понять это. В то время, вас -трое братьев и ваш отец умирает. Каждый начинает говорить, что он падишах и делит земли. Так разваливается большая империя. Фатих предвидел это, и с болью принял это решение ради Османского государства. В его словах «Лучше пусть погибнет двое моих детей, чем тысячи моих граждан» чувствуется большая патриотичность. В какое-то время шехзаде использовали против османских падишахов. Этому есть примеры.

- Хотели ли вы жить в то время?

-Хотел бы. Я думаю, что это было более естественное время. Но я бы хотел жить и 40-50 лет назад.

- А что изменилось?

-Мы деградировали и стали более эгоистичным обществом. Никто не согласен со своим местом. Все несчастны.

- Где вы выросли?

В Кадырге, на Султнахамете. Мы ходили во дворец Топкапы и играли там.

- Значит вы выросли глядя на меч Фатиха?

-Да, меня как мальчика, привлекал этот меч. Он вообще особенный.

-У вас был такой грозный вид в детстве?

- Я был сорванцом. И до сих пор такой. Когда нужно я могу и подраться. Я очень быстро поддаюсь на провокацию.

Виж целия пост
# 634
Здравейте, някой дали може да преведе/обобщи това интервю?

http://www.radikal.com.tr/hayat/hep_tahrik_edilmis_durtulmus_adamimdir-1158563
Haber: İPEK İZCİ - ipek.izci@radikal.com.tr / Arşivi

Скрит текст:
Son iki aydır sıklıkla gündemde. Yer aldığı ‘Fatih’ dizisinin setinde sinirlendiği bir set çalışanına kılıçla saldırdığı iddia edildi önce. Ardından dizinin yönetmeni Merve Girgin, “Şiddet uygulayan bir adamla kendimi ya da ekibimi çalıştırmam” diyerek işi bıraktı. Eric Morris tekniğiyle çalıştığı ve bu nedenle kendini set dışında da Fatih Sultan Mehmet gibi hissettiği bir diğer söylentiydi. Mehmet Akif Alakurt ise bu süreçte sadece “Birtakım talihsizlikler yaşandı. Ama o günler geride kaldı” demekle yetindi. İşin aslı nedir, öğrenelim dedik. Alakurt tatsız bir olay yaşandığını doğruluyor ancak kılıçla saldırmadığını söylüyor. Buluştuğumuzda, ‘Fatih’ projesinin kutsal bir tarafı olduğunu ve bu nedenle reytinge kurban gitmemesi gerektiğine inandığını söylemişti. Hatta artık kendi sesiyle oynayacaktı ve bundan oldukça mutluluk duyuyordu. Ancak söyleşiyi yayına hazırladığımız sırada dizinin yayından kalktığı haberi geldi. Bu konu, haliyle, söyleşimizde yok...

Şu anki haletiruhiyeniz?
Çok iyiyim, uzun zamandır olmadığım kadar mutluyum. Şu anda yaptığım işi çok seviyorum çünkü. Karakterimi de… Benim için manevi bir değeri var.

Dizinin çok eleştirilmesi ve hakkınızda çıkan haberler mutluluğunuzu törpülemiyor mu?
Buna müsaade etmediğim için, hayır. Şurada güneş vardır, senin için karanlıksa o güneşi göremezsin. Onun gibi bir şey, hayata nasıl baktığınla alakalı.

Söz konusu haberlere yorumunuz?
Benden hazzedenler var, hazzetmeyenler var. Gazetelerde çok çirkin üsluplarla yazılmış haberler gördüm. Bunların da o benden hazzetmeyen insanlar tarafından yazıldığını düşünüyorum.

Sizden hazzetmeyenler aleyhinize haber mi yaptırıyor yani?
Birçoğu öyle. TV programlarında da hakkımda konuşan birkaç kişi gördüm; “Ya” diyorum, “Bu insan beni tanımıyor, etmiyor. Nasıl böyle konuşabiliyor?” Sonuçta hepimiz insanız. İnsanlar bazen bazı şeylere farklı tepkiler verebiliyor.

Anlatır mısınız, ne yaşandı?
Yok, onu anlatmak istemiyorum, lüzum yok. Bu benimle başlamış, benimle bitecek bir olay.

Kılıçla bir set görevlisine saldırdığınıza dair haberler var.
İşte öyle bir şey yok, öyle bir olay yok! Savunma yapma gibi bir derdim yok çünkü olmayan bir olayı söyleyemem.

Ben şu an yanınızda güvende miyim?
Tabii ki, hiçbir zaman sorun olmaz (Gülüyor).

Peki, “Birtakım talihsizlikler yaşandı. Ama o günler geride kaldı” demişsiniz Med Yapım gecesinde. Nedir o?
Talihsizlikler yaşandı, evet. Bir tartışmamız oldu oyuncu arkadaşlardan biriyle. Ortada yoğun yapılmış bir saygısızlık, terbiyesizlik var; bunun üzerine verilmiş bir tepki var. Beni agresif, kavgacı gibi lanse etmeye çalışanlar var, onların istediği yere oturmam. Bunlardan uzak durmak adına da “Onu söyle, bunu söyle” gibi bir derdim olamaz. Kendimle, davranışlarımla ilgili şüphem yok. Mesela bu olay olduktan sonra, karşımdaki çocuk benden özür diliyor, “Hata bende abi” diyor. Olayı başka yerlere çekip kişisel niyetlerini gazeteye yansıtıyorlar.

Bunlar set içinden insanlar mı?
Set içinden de birkaç kişi oldu ama onlardan bahsetmeye gerek yok; setimizi temsil ettiklerine inanmıyorum. 20 kişiden üçü yapıyorsa genele mal edemezsiniz.

Eric Morris tekniği uyguladığınız ve bu nedenle set dışında da Fatih gibi davrandığınız yazıldı. Bu tekniği mi uyguluyorsunuz?
Öyle bir şey yok, rolden etkilenme falan da söz konusu değil.

Anlatsanız bir…
Bir olay yaşandı. Tasvip etmediğim bir olay. Olmamasını arzu ederdim ama oldu. Şunu da söyleyeyim: Sizin bildiğiniz sadece bir olay, bu olayı buraya taşıyan 2.5 aylık bir süreç var.

Kim başlattı bu süreci?
Boşver onu. Bu süreç içinde davranmam gereken her türlü davranışı sergiledim, emin ol. Kibar da oldum, akıllıca da davrandım, pasif de kaldım. Her türlüsünü davrandım.

Gençlere kötü örnek olduğunuz iddialarına yanıtınız?
Örnek alıyorlarsa alsınlar yine ve kendilerine asla terbiyesizlik, saygısızlık yaptırmasınlar. Böylece daha sağlıklı ilişkiler çıkar ortaya. Başka sözüm yok.

İki yıl önce bir araya geldiğimizde tuğralı bir yüzüğünüz vardı ve hiç çıkarmadığınızı söylemiştiniz. Şimdi eliniz boş, hem de tam Fatih’i oynuyorken…
10 yıldır Osmanlı yüzükleri biriktiriyorum ama şimdi bunları taksam, hemen diziye bağlayacaklar. Bir gazeteci görecek, yazacak gene şişire şişire. Arabamın plakası FT, “Fatih’e özel plaka!” diye haber yaptılar ki ben fark etmemiştim bile. Ne gerek var?

Anladım. Fatih en sevdiğiniz lidermiş, öyle mi?
Evet.

Neden?
Çağ açmış, daha ne yapsın? Bugün İstanbul Türkler’in elinde olmasaydı Avrupa’nın Türklere bakış açısı da Ortadoğu ’daki ülkelere bakışındaki gibi olacaktı bence. Bizi Avrupalılaştıran ve o kimliğimizi insanlara daha iyi ifade etmemizi sağlayan İstanbul’dur. Bunu yapan da Fatih’tir ve bence bu çok büyük bir hazine.

Kardeş katlini vacip kılması meselesi var ama…
Yıllardır doğu sınırlarımızda yaşanan sorunlar var, sebebi bölücülük. “Biz” diyorlar, “burayı istiyoruz kardeşim!” 35 bin asker öldü, bundan rahatsızım herkes gibi. Bir de bunları yakinen yaşayanlar var ailesinde ama ben empati kurmayı bilen bir insanım, illa bir yakınımın ölmesine gerek yok. Şimdi o zamanlar, üç kardeşsin ve baban ölüyor. Üç kardeş de diyor ki “Ben padişahım.” O orayı, bu burayı parselliyor. O zaman da büyük bir imparatorluk parçalanıyor. Fatih bu öngörüye sahip olduğu için Osmanlı’nın parçalanmaması adına -ki ben bu kararı üzülerek aldığına inanıyorum- kendi insanları için verdi bu kararı. Ülke bölünmesin, parçalanmasın diye... “Kendi insanlarımdan bin kişi öleceğine, çocuklarımdan iki kişi ölsün, daha iyi” demiş ve bence burada inanılmaz bir vatanseverlik var. Bir sürü şehzade Osmanlı padişahlarına karşı kullanılmış zaten, bunun örnekleri var.

O dönem yaşamak ister miydiniz?
İsterdim, daha doğal zamanlar olduğunu düşüyorum çünkü. Ama bundan 30-40 yıl önce de yaşamak isterdim.

Nedir değişen?
Daha dejenere, umursamaz ve bencil bir toplum olduk. Hiç kimse yerini kabul etmiyor, herkes yerinden memnuniyetsiz.

Nerede büyüdünüz?
Kadırga, Sultanahmet’te. Topkapı Sarayı’na gidip oyun oynuyorduk.

Fatih’in kılıcına bakarak büyümüşsünüz.
Evet, o kılıç erkek çocuk olarak ilginç geliyordu bana, çok sıradan bir şey aslında.

Çocukken de böyle ağır bir duruşunuz var mıydı?
Ben yaramaz bir çocuktum, hâlâ daha vardır yaramazlığım. Gerektiği zaman kavga ederdim. Hep tahrik edilmiş ve dürtülmüş adamımdır.

Bugün ne var yaramazlığınız?
Arada yapıyorum, seviyorum da o tarafımı. Sen şimdi “Mesela?” diye soracaksın, sorma (Gülüyor).

Hürriyet’teki röportajınızda “Günümüzde çokeşlilik güzel olur muydu?” sorusuna “Olmaz mı? Bunlar herkesin isteyip söyleyemediği şeyler” demişsiniz. Ciddi miydiniz?
Espriydi o, onu o şekilde yazmışlar. Bari sonuna gülücük koysalarmış, onu da yapmamışlar.

Çokeşliliğe inanmıyorsunuz yani?
Hayır canım, olur mu öyle şey!

O zamanki düzenle bu zamanki düzen arasında nasıl farklar görüyorsunuz peki?
O zamanın da çok eksikleri var, insan hakları diye bir şey yok mesela. Ama kendi içinde adalet sistemi çok fazla. Buna başka türlü de bakılabilir: Adam herkese ‘Kulum’ diyormuş, biz burada birey olduk diyebilirsin. Mesela Osmanlı’da ayakkabı tamircileri... O zaman çok para olmadığı için insanlar ayakkabılarını yamalatırmış. Ayakkabın yamandı, iki hafta kullandın, yağmura, suya girdin, tekrar patladı. Alırlarmış o ayakkabıyı, tamir edenin tentesinin üstüne atarlarmış ve o adam onu kaldıramazmış oradan. İstedikleri şunu duyurmak: “Herkes bilsin ki bu adam iyi bir usta değil.” O yüzden insanlar iyi ustaları anlamak için tentelerin üstüne bakarmış. Ne kadar belirleyici, kimlikli bir hareket. Şimdi kim sahtekâr, kim değil belli değil. Boğaza yemek yiyeceğiz diye geliyorsun, adam sana lanet bir balık getiriyor ama 500 lira da hesap alıyor.

Ülkenizle ilgili en büyük meseleniz nedir?
Ben isterim ki insanlar birbirini gördüğünde, göz göze geldiğinde kötü kötü, şüpheci bakmasın birbirine; güzel baksın.

Bir hayaliniz?
En büyük hayalim bir dağın tepesinde yaşamak. Bir tarafı denizi, bir tarafı ormanı gören çok bakir bir noktada...

İnsansızlığa mı ihtiyacınız var?
Yo, doğanın içinde yaşamayı çok seviyorum. Yeşillik arasında, rüzgâr ve kuş sesiyle kendimi daha insan hissediyorum.

Yalnız orman kalmadı gidecek, kese kese bitirdiler hepsini…
Aynen öyle. Kendimiz dikeceğiz artık.

ODTÜ’ye ne diyorsunuz?
Üzücü. Yol da lazım tabii ama bunun daha üsluplu yapılmasını arzu ederdim. Polisler, bağırtı çağırtı, gaz bombaları hiç yakışmıyor. “Ben yaptım, oldu” durumları hoş değil. Hepimizin farklı düşünceleri olabilir ama birbirimizin düşüncesine baskı uygulamaktansa karşılıklı olarak orta yolu bulmak için mücadele vermek lazım.

Gezi’ye gittiniz mi?
Başladığı noktada kalsaydı giderdim. Polis arabası, belediye otobüsünü yakanın yanında da durmam, çadır yakanın yanında da... O zaman niye gideyim, iş olsun diye mi?

На малко по разбираем език поне за мен.

Последние два месяца он постоянно в прессе. Говорили, что он кидался с мечом на съемочную группу сериала Фатих. Затем режиссер Мерве Гиргин бросила работу сказав, что не может работать с человеком, который так агрессивен. Были слухи, что он пользуется техникой Эрика Морриса и поэтому за съемками чувствует себя как Фатих Султан Мехмет. Но сам МАА ограничился фразами :

«Было много неприятностей, но эти дни остались в прошлом».
Мы решили узнать, в чем же дело. МАА сказал, что действительно была неприятная ситуация, но с мечом он ни на кого ни кидался. При нашей встрече он сказал, что у сериала Фатих есть духовная сторона и он не должен пасть жертвой рейтинга. И даже радовался, что наконец он будет говорить своим голосом. Но когда мы готовили этот материал пришла весть о том, что сериал закрывают. У нас нет слов по этому поводу…

- Ваше сегодняшнее состояние?


-Чувствую себя хорошо. И счастлив, как не был счастлив очень давно. Потому что люблю свою сегодняшнюю работу и свой персонаж тоже. Для меня он очень ценен.

- А ваше счастье не портят слухи о вас и жесткая критика сериала?


-Нет, потому что я не позволяю. Здесь есть солнце, и если внутри тебя темно, ты не увидишь этого солнца. Это связано с тем как ты смотришь на мир.

- Что вы можете сказать о всех этих новостях?


-Есть те кому я нравлюсь и те кому не нравлюсь. Я видел некрасивые репортажи в прессе. Я думаю, что их пишут те, кому я не нравлюсь.

- То есть те кто вас не любит, пишут против вас?


-Многие. Я видел несколько человек в телевизионных программах. Как они могут говорит обо мне, если не знают меня? Все мы люди. А люди по-разному реагируют на некоторые вещи.

- Вы расскажете, что произошло?


-Нет. Я не хочу об этом говорить. Нет смысла. Это началось на мне и закончится тоже на мне.

- Есть слухи, что вы бросились с мечом на человека из съемочной группы.?


-Нет ничего такого. Не было. Я не могу говорить о том, чего не было.

- То есть я в безопасности ?

-Конечно. Никогда таких проблем не было. (смеется)

- Ну, хорошо, вы сказали ,что были неприятности, но эти дни теперь в прошлом. О чем это?


-Да, были неприятности. У нас с одним из актеров был спор. Причиной было некультурность и неуважение. Поэтому была соответствующая реакция. Меня хотели выставить агрессивным драчуном, но я не пошел у них на поводу. Я не собираюсь никого слушать. Я уверен в себе и своих поступках. После этого инцидента парень извинялся и признал свою вину. Они неправильно преподносят новости в газетах.

- Это люди со съемочной площадки?

-Было пару человек со съемок, но о них можно не упоминать. Они же не все. Не стоит о них говорить.

-Говорили, что вы работаете по технике Эрика Морриса и поэтому даже за съемками ведете себя как Фатих. Вы применяете эту технику?

-Нет ничего такого. Роль не сильно на меня воздействует.

-Расскажите…


-Был такой случай. Я его не одобряю. Не хотел такого, но это произошло. Вы знаете, что этот случай произошел, но был еще процесс, который довел до этого.

- А кто начал это процесс?


-Это не важно. Будь уверен, что я вел себя так было нужно. Я был и вежливым и умным, иногда игнорировал. Вел себя по- разному.

- Ваш ответ тем, кто говорит, что вы подаете плохой пример молодежи.


-Если хотят брать пример, пусть берут. Только пусть не позволяют неуважения к себе. Таким образом, будут более здоровые отношения. Больше нечего сказать.

-Два года назад мы встречались. Тогда у вас было кольцо с тугрой, и вы сказали, что не снимаете его. А сейчас когда вы играете Фатиха, ваши пальцы пусты.?

-Я уже 10 лет собираю османские кольца, но если буду одевать их сейчас, то это свяжут с сериалом. Какой-нибудь журналист опять раздует и напишет об этом в газете. У меня номер машины ФТ, и они написали новость, что я заказал его к сериалу Фатих. Зачем это нужно?

- Я понял. Фатих, оказывается, ваш любимый лидер, так ли это?


-Да.

- Почему?

-Он превзошел свое время. Что еще нужно? Не будь сейчас Стамбул у турков, Европа бы смотрела на Турцию, так как смотрит на страны Ближнего Востока. Стамбул делает нас европейцами и помогает больше раскрыть нашу сущность. И это сделал Фатих. По-моему это большой вклад.

- Но есть дело о обязательном братоубийстве…


-Многие годы у нас проблемы на восточных границах. Это связанно с разделением. Они говорят «мы хотим эту территорию». Погибло 35 тысяч солдат. Меня это,, как и всех беспокоит. Есть люди, семьи которых это все переживают. Но я человек сострадательный и мне не обязательно терять близких, чтобы понять это. В то время, вас -трое братьев и ваш отец умирает. Каждый начинает говорить, что он падишах и делит земли. Так разваливается большая империя. Фатих предвидел это, и с болью принял это решение ради Османского государства. В его словах «Лучше пусть погибнет двое моих детей, чем тысячи моих граждан» чувствуется большая патриотичность. В какое-то время шехзаде использовали против османских падишахов. Этому есть примеры.

- Хотели ли вы жить в то время?

-Хотел бы. Я думаю, что это было более естественное время. Но я бы хотел жить и 40-50 лет назад.

- А что изменилось?

-Мы деградировали и стали более эгоистичным обществом. Никто не согласен со своим местом. Все несчастны.

- Где вы выросли?

В Кадырге, на Султнахамете. Мы ходили во дворец Топкапы и играли там.

- Значит вы выросли глядя на меч Фатиха?

-Да, меня как мальчика, привлекал этот меч. Он вообще особенный.

-У вас был такой грозный вид в детстве?

- Я был сорванцом. И до сих пор такой. Когда нужно я могу и подраться. Я очень быстро поддаюсь на провокацию.



Много благодаря!   bouquet
Виж целия пост
# 635
vania_e, още веднъж благодаря Simple Smile,
а откъде е взет превода и дали (ще) има продължение, защото май не е цялото интервю?
Виж целия пост
# 636
vania_e, още веднъж благодаря Simple Smile,
а откъде е взет превода и дали (ще) има продължение, защото май не е цялото интервю?

От темата на "Фатих" в контакта. Ако пуснат продължение ще го пусна и него. Понякога интервютата ги пускат на няколко части.



Виж целия пост
# 637
Виж целия пост
# 638



">#t=6[/video]
Виж целия пост
# 639

Виж целия пост
# 640

Виж целия пост
# 641

Виж целия пост
# 642
Само не разбрах, защо спират снимките на "Фатих"
Виж целия пост
# 643
Само не разбрах, защо спират снимките на "Фатих"

За нисък рейтинг.

Виж целия пост
# 644

Виж целия пост

Започнете да пишете...

Страница 1 от 1

Общи условия